Monday, January 1, 2018

DÜNYA CENNETİ BOLU’YU GEZİYORUZ..

DÜNYA CENNETİ BOLU’YU GEZİYORUZ..

BOLU FIRKA TEPESİ HAL YAPISI (1940)

Prof. Dr. Mehmet Tunçer
Ülkemizin cennet köşelerinden biridir Bolu.. Efsanevi Köroğlu’nun yaşam alanı Aladağlar, Köroğlu Dağları kuzey-doğu, kuzey-batı istikametinde uzanan ormanları ile muhteşem sıradağlardır. Her ne kadar Bolu denilince önce Abant akla gelirse de, Yedigöller, Gölcük, Sünnet Gölü, Yeniçağa Gölü, Gölköy, Seben Göletleri de önemli göllerdendir. Ayrıca Kartalkaya Kış Turizm, Esentepe kayak merkezi ile kışın da kayak severleri cezbeden bir İl’dir.
Bölge adını burada yaşamış olan Bithyn’lerden almış.. İlk çağlarda Bithynia, Paflagonia’yı birbirinden ayıran Filyos çayının kıyısında Bolu’nun ilk çekirdeği olan kent kurulmuş.. Bithynnion adı ile anılmış.. Romalılar ise şehre Claudiopolis adını vermişlerdir. Şehir bugünkü Eskihisar Tepesinde kurulmuş idi. Osmanlı döneminde ise yöre Osman Gazi’nin komutanlarından Konuralp tarafından alınmıştır.
Bolu doğal değerleri yanısıra, halk ozanları, yöreye has yemekler, el sanatları, yöresel halk edebiyatı, halk giysileri, halk oyunları ile dikkat çekmekte.. Kırsal alanlarda el işleri ile el tezgahlarında yapılan dokumalar, kumaşlar, av tüfeği, bağlama, kaval yapımı bölgeye has geleneklerden..

Başlıca Ulaşım Aksları
Eski Bolu Dağı Yolu'nun maceralı, kışın zaman zaman tehlikeli olduğu kadar harika manzaralı, biraz dolambaçlı yolunu (D-100) hala tercih edenler var. Bunu belki de buradaki gastronomik olanaklara, kendin-pişir kendin ye’li, mangallı, keşli, sebzeli nefis menülere bağlamak olası..
Bolu’ya hızlı ulaşım günümüzde TEM otoyolu ile yapılıyor. 3 giriş kapısı planlanmış.. Doğu Kapısı kentin yaklaşık 20 km doğusundan ayrılıyor, Kartalkaya ve Yedigöller’e ulaşmak için bu kapıdan girilmesi gerekli. Kuzeyde geniş bir yay çizerek Bolu kentinin manzarasını sunan otoyolun Batı Kapısı, Şehirlerarası Otobüs Terminali’ne doğrudan bir bağlantı haline gelmiş.
Mudurnu – Göynük tarihi yerleşimlerine Bolu Kent merkezinden geçerek güney-batıya giden Cumhuriyet  Caddesi’nden ulaşmak mümkün. Mudurnu dolmuşları 50 km lik yolu yaklaşık 45 dakikada alıyor.. Yedigöller’e 42 kmlik bakımsız bir yoldan ulaşılıyor, bu yolun başlangıcı da eski Ankara karayolu olan D-100 üzerinde..

İklime dikkat; Bolu ili,  10.2oC  yıllık ortalama sıcaklık, 545 mm. civarında yıllık toplam yağış değeriyle İç Batı Karadeniz Bölgesi ile İç Anadolu iklimi arasında geçiş özelliği taşıyan bir iklim tipini yaşamakta..Sonbahar ve ilkbaharda her an yağış sürprizleri ile karşılaşılabilir, bazı yerlerde gece sıcaklık oldukça düşük değerlerde olabilir. Bu nedenle Bolu’da bu mevsimlerde gezerken, mont, yağmurluk, kazak gibi giysileri yanınızdan eksik etmeyiniz..
Bolu'ya gelince, ilk olarak eşsiz güzellikte yemeklerinden tatmanızı öneririm.. Yöresel yemek yapan bir lokantaya gidelim, çorba olarak Ovmaç Çorbası, Patates veya Yoğurtlu Bakla Çorbası kokusu, görünümü, lezzeti ile başlangıç için idealdir. Ana yemek olarak kekik kokulu ızgara etler, Mantar Sote, Kaşık Atmaç veya Abant Kebap alınabilir. Tatlı olarak da; Mudurnu Baklavası, Uğut tatlısı, mevsimine göre kabak tatlısı tavsiye edilir.
Daha sonra şehirde Valilik ile Belediye arasındaki “mecburiyet” caddesinde yürüyerek, tarihi çarşı kesimini gezerek, Akropolis Hisartepeyi ve Müze'yi ziyaret edebilirsiniz.. Şehir merkezinde Valilik Binası, Atatürk Anıtının dışında ilginizi çekecek başka bir şey bulmak zor.. Büyük insan İzzet Baysal'ın şehre kattığı eserler saymakla bitmez, en önemli eseri de 5 yıl keyifle çalıştığım Abant İzzet  Baysal Üniversitesi'dir. Orman içindeki Gölköy Kampusunda konaklamak, sosyal, kültürel pek çok aktiviteye katılmak olası..


Abant
İstanbul yönünden Abant’a gidecekler için de TEM üzerindeki bir başka kapı Abant Kapısı.. Bu noktada  Ortadoğu’nun en büyük otoyol üzeri dinlenme, alışveriş merkezi olan Highway Outlet yer almakta..
Abant Tabiat Parkı; Bolu’ya 33, Ankara’ya 225, İstanbul’a ise 258 km. uzaklıkta.. Abant’ın oluşumu tektonik, çünkü biliyorsunuz Bolu aktif Kuzey Anadolu Fay hattı üzerinde 1. Derece Deprem Bölgesi. Deniz yüzeyinden 1325 m. yüksekte olan Göl yeraltı suları ile beslenir, Bahar aylarında su seviyesi 25 - 30 cm kadar yükselen Göl, kış aylarında donar..Ama, sakın üstünde yürümeye kalkmayın, çünkü daha önce bazı facialar yaşanmıştı, her an kırılabilir bu ince buz...
Gölü besleyen Beşpoyraz, Fındıklı Dereleri sürekli alüvyon taşıyor.. Göl çevresindeki turbalaşmanın da en büyük nedeni bu dereler.. Park alanında 1400 m. den 1700 m. ye kadar yükseklikte olan birçok tepe var..Yamaç paraşütü yapılan tepeler de mevcut..
Tabiat Parkı sınırları içinde yakın köylere ait Samat, Sarıyer, Örencik, Pelitözü Yaylaları bulunmakta.. Abant Gölü çevresinde zengin Sarıçam, Karaçam, Kızılçam ormanları var.. Parkın çevresi ile  birlikte zengin bir omurgalı tür topluluğuna ve kuş faunasına sahip olduğu biliniyor.. Gölde; adını Abant Gölü'nden alan, endemik Abant Alası yaşıyor..
Göl çevresi yer yer aydınlatılmış, yürüyüş yolları, fayton durakları, piknik mekânları düzenlenmiş.  Ancak, bunlar yapılırken 2010 yılında plana aykırı olarak yolların genişletilmesi, göl seviyesinin yükseltilmesi esnasında kıyı ekolojisinde tahribatlar oluşmuştu.. Tahribatı durdurmak için davalar açıldı ve başarılı olundu kısmen..
Abant Palace Oteli; beş yıldızlı, 350 yataklı.. Tesiste jimnastik salonu, tenis, bilardo, futbol, basketbol, yürüyüş, kapalı yüzme havuzu vd.  bulunuyor.. Büyük Abant Oteli ; 95 odalı, Göl Kafe, Şömineli Geyik bar, tenis, sauna, solaryum, jimnastik salonu var.. Abant Köşkü, 25 yataklı, çevre aktiviteleri ise, bisiklet, atlı spor.. Şömine başında kışın salep tavsiye edilir.... Göl Gazinosu’nun yemek yiyebilmek, oturmak için göle uzanan bir terası, mangal bahçesi, barı, şömineli lobisi var..
Abant’tan Mudurnu’ya kestirme bir yoldan gidebilirsiniz..
Çağa Gölü: Gerede’ye yaklaşırken TEM üzerinde bir süre izlenen Yeniçağa yerleşimi kenarındaki Çağa gölü de tektonik bir göl, çevresi sazlık, bataklık..
Çubuk Gölü: Göynük’ün 11 km kuzeyinde, 15 hektar genişliğinde küçük bir göl, Gölde ak ve sarı balık olarak nitelendirilen balık türleri, alabalık üretimi yapılan tesisler bulunuyor..
Sünnet Gölü: Göynük’ün 27 km doğusunda yer alıyor, Kuru Dağ ile Erenler tepesi arasındaki derin, dar vadideki bir heyelan çukurunda oluşmuş muhteşem bir göl, denizden 820 metre yükseklikte, en derin yeri 22 metreymiş, 18 hektar genişliğinde bir göl, görülmeye değer..

Yedigöller: Bolu deyince Yedigöller akla gelir hemen.. Mengen‘den, Bolu içinden ulaşımı sağlayan, altyapısı bozuk 57 km’lik bir yol ile ulaşılıyor.. Yedigöller Milli Parkı (550 he), 780 metre kotlarında yer alıyor.. Göller tektonik hareketler sonucu akarsuların önünün dolması ile oluşmuş.. Dördünde sürekli su bulunan, üçünde ise yazın epeyce su azalıyor hatta zaman zaman kuruyor..
Büyük Göl, Küçük Göl, Nazlı Göl, Sazlı Göl,  Derin Göl, Aşağı Göl, Orta Göl’den oluşan Göl sistemi dereler ile birbirine bağlı... Çevresinde mangal, piknik yapma olanağı bulunmakta.. Burada zaman zaman su içmeye gelen geyik gibi nadir türleri görebilirsiniz..

Gölköy Göleti: Mudurnu ve Büyüksu Çayları üzerine kurulmuş yapay su rezervuarı, Bolu’daki Göllerin en büyüğü.. Su seviyesi yüksek olduğu zamanlarda Göl yüzeyi 42,5 km2ye çıkıyor.. Göl suyu, Bolu ovasının sulamasında 

kullanılıyor, ileride içme suyu kaynağı olacak.. Çevresinde piknik yapılabiliyor, yer yer 20 metreye varan derinlikte balık avlanabiliyor..Göl çevresinde yürüyüş yolları düzenlenmiş, spor aletleri konulmuş.. Gölün hemen üstünde yer alan AİBÜ’nün sosyal – kültürel tesislerinden, sosyal aktivite merkezinin alışveriş olanaklarından 
yararlanmak mümkün..








Gölcük Göleti: Seben yolu üzerinde orman içinden geçerek  13. kilometrede ulaşılan Gölcük Göleti, her mevsim muhteşem manzarası, 40 – 50 metreye ulaşan sedirleri, göknarları ile, dik çatılı ahşap konukevi ile Bolu turistik fotoğraflarının vazgeçilmezidir.. Su yüzeyi oldukça küçük (4,5 hektar) çevresinde 15 dakikalık küçük bir tur atınız, sakin, gölgeli mekânlardan, suya dik inen ulu göknarlar arasından Gölcük manzarası doyumsuzdur. Önceleri burası doğal bir göl iken, suyun çıkış ayağı kapatılarak su yüzeyi genişletilmiş, düzenlenmiş..

Kaplıcalar
Bolu termal turizm, sağlık turizmi açısından çok zengin.. Karacasu Termal Tesisleri, Bolu güneyinde 5 km. mesafede.. Aladağ eteklerinde “Büyük Kaplıca”, “Küçük Kaplıca” suları karaciğer, safra kesesi hastalıklarında, böbrek taşlarında, dolaşım sistemi, akciğerler üzerinde olumlu etkilere sahip..
Babas Kaplıcası, Mudurnu kuzey-batısında ormanlar içinde yer alıyor, suyu acı sular sınıfına giriyor, 60 derece, karbondioksitsiz, düşük mineralizasyonlu olduğundan, böbrek, idrar yolları hastalıklarında, romatizmada  olumlu etkisi var..
Seben ilçesindeki Bağlum kaplıcası, ilçenin 14 km güneyinde Kesenözü Köyü’nde, mide, safra kesesi, solunum, dolaşım bozukluklarında olumlu etkisi var..



Kış Turizmi
Bolu kış turizmi açısından pek azı kullanılmış büyük potansiyel taşımakta.. Aladağlar, Köroğlu Dağları, üzerindeki 300 den fazla yayla ile doğa turizmine uygun.. Kış sporları açısından düzenlenmiş güzergahlar çok sınırlı.. Üst gelir gruplarına yönelik kış turizm merkezleri; Kartalkaya, Esentepe kayak pistleri ve çok yıldızlı otelleri ile ünlü..
Kartalkaya'ya Bolu şehir merkezinden Ankara yönünde 10 km kadar gittikten sonra, 28 km.lik manzaralı bir yoldan, yaylalar arasından (Sarıalan)  tırmanarak ulaşılıyor. 2000 metre kotlarında; 1169 yatak kapasiteli, her türlü konfora sahip 2 otel sizi karşılıyor. Bu kesimde toplam 9 adet lift, toplam uzunluğu uzunluk 30 km olan 13 pist bulunuyor.. Kayak kiralayarak kaymak, ya da acemiler arasına karışıp küçük pistte yuvarlanmak çok keyifli..
Aralık-Nisan arasında 120 günden uzun bir süre kış sporları yapılabiliyor.. Tabii her mevsimde manzaralar muhteşem; ancak özellikle karlı günlerde araçla tırmanışa başlamadan mutlaka zincir takınız! Yoksa belirli bir kesimde 2-3 misli fiyata zincir alıp, köylülere taktırmanız da mümkün tabii:)



Mudurnu
UNESCO Dünya Miras şehirleri listesinde yer alması gerekli ancak Safranbolu kadar tanınamamış, korunamamış bir dünya güzeli.. Hemen bütünüyle korunmuş bir doku, bir "Kentsel Sit".. Konakları, ahşap mimarisi, süslemeleri, taban göbekleri, dolapları, nişleri ile sanki her biri birer İstanbul Yalısı..Ayrıca, geleneksel el sanatlarını, el emeği göz nuru olan el işlerini, ahşap el sanatlarını kaybetmemiş, Anadolu'da Lonca Sistemi'nin hala yaşadığı nadir yerlerden..
Bolu - Mudurnu arası 50 kilometrelik yol asfalt, oldukça düzgün, yaz-kış ulaşıma açık.. Engin orman denizi içinden, korunmuş köylerden, berrak akarsulardan geçerek geldiğinizde girişte sizi bir koku ve tavuk heykeli sizi karşılar (:   Tavukçuluğun 15-20 yıllık bir geçmişi var, ama kasabanın köklü kültürünü, geleneklerini tek bir sektöre feda etmiş olması üzücü..Koruma Planı olmasına, son yıllarda yaklaşık 40-50 ev ve konağın restore edilmesine rağmen daha yapılacak çok şey Mudurnu'da..
Moderna Otel, Hacı Şakirler Konağı, tamamen doğal, katkısız ürünler yiyebileceğiniz Yarışkaşı Konağı, 1860 yılından kalma 3 katlı muhteşem bir yapı olan Keyvanlar Konağı, Hacı Abdullahlar, Hüsnü Çavuşlar Konakları, Urgancıoğlu Yatı Evi, Fuat Beyler Konağı vd. konaklama amaçlı restore edilmişler..
Buralarda aynı zamanda yöre mutfağının zengin çeşitlerini tadabilirsiniz.. Özellikle yaprak sarma, keşli makarnayı tavsiye ederim... Henüz konaklamaya açılmamış Armutçular Konağı, Haytalar Konağı muhteşem ahşap mimarisi ile görülmeye değer..
Hamam olarak kullanılmakta olan Yıldırım Bayezid Hamamı, Yıldırım Bayezid Camii, Kanuni Sultan Süleyman Camisi, Samsa Çavuş Camisi, Orhan Bey Camisi, 1890'larda inşa edilmiş kasabaya hakim bir noktadaki Mudurnu Kalesi ve Saat Kulesi görülmeye değer yerler.. Geleneksel el sanatlarının halen yaşadığı, demircilik, bakırcılık, ahşap işlerinin varlıklarını sürdürdükleri Mudurnu Çarşısını mutlaka gezmelisiniz.. Mudurnu'lu Pertev Naili Boratav Kültür Evi de burada yer alıyor.. Ayrıca, Belediye Mudurnu Kent Tarihi Müzesi de son dönem kazandırılan eserlerden..


Göynük
Kültürü, tarihi, doğası, gezilip görülmeye değer birçok zenginlikleri ile Mudurnu ile yarışmaktadır şehzadeler kenti Göynük.. Bolu merkezine 98 kilometre mesafede, ilçede, 7 cami, 3 türbe, hamam, Zafer kulesi, 127 taşınmaz kültür varlığı konak bulunmakta.. Bunun yanı sıra geleneksel sokak dokuları görülmeye değer..
Doğa Otel, Göynük Oteli, Doğal Yaşam Hoteli, Türksoylar Konağı, Akşemsettinoğlu Konağı, Gürcüler Konağı konaklama amaçlı restore edilen tarihi Osmanlı konaklarından.. Hacı Ali paşa konağı Türkiye 2001 yılı en güzel görünümlü eseri olarak seçilmiş..

Seben
Bolu il merkezinin 54 km güneyinde, "yüce dağ", "ulu dağ" anlamına geliyor,  eski bir yerleşim alanı olduğu Solaklar, Muslar, Çeltikdere ve Yuva Köyleri çevresinde bulunan kaya evlerden anlaşılmakta..  Yerleşim Aladağı Çayı ile kollarının vadilerinde olmuş..  Çeltikdere Vadisi’nde Frigya dönemi taş oyma mezarlar ile eski kilise kalıntısı, birçok peri bacası bulunmakta...  En önemli gelir kaynakları meyvecilik-hayvancılık, ormancılık.. Bolu pazarlarına haftanın birkaç günü Sebenli çiftçiler gelir ve "ekolojik ürün" satışı yaparlar...
Kıbrısçık
Seben ile birlikte Bolu merkezine uzak kalmış, göç veren yerleşimlerden.. Bolu'ya uzaklığı 65 km., Karagöl Milli Parkı'nda konaklama olanağı var..   Köroğlu tepesi, otantikliğini koruyan yaylalar, kaya mağaraları, Belen köyü Elönü mağaraları gezilip görülmeli.. Eski uygarlıklardan kalma bir ören yeri olan Samra mevkii de görülmeye değer.. 
Dörtdivan
Köroğlu dağlarının giriş kapısı niteliğindeki Dörtdivan İlin doğusunda yer almakta.. Köroğlu Dağları güneybatıda yay çizerek kuzeye doğru uzanır.. En yüksek tepesi Köroğlu Tepesi 2378 m.dir. Kartalkaya’ya ulaşan diğer yollardan daha kısa olan Dörtdivan bağlantısı, özellikle Ankara’dan ulaşımda kolaylık sağlamakta..
Gerede
Gerede girişinde "Dericiler Şehri Gerede" tabelasını görürsünüz.. Çamların arasından geçen benzersiz güzellikte pistleri ile, uluslararası kayak kros yarışmalarının ev sahibidir. Gerede, uluslararası bisiklet ve kayak kros yarışmaları için tercih edilen bir bölge.  Gerede yaylaları bu sporlar için son derece uygun doğal pistlerle dolu..
Esentepe Çay Bahçesi, Kır Lokantası;  kışın 2 metreyi bulan kar yağışı nedeniyle konaklama merkezine 4 km. uzaklıkta, Arkut Dağı’nda oluşturulan kayak pisti ve orman kafeteryasında doğa ile iç içe yaşamak mümkündür..
Orman içindeki Dorukkaya Green Park oteli ve Esentepe oteli konaklama için tavsiye edilir.. Esentepe ve Arkut dağlarındaki yaylalar, mesire alanları dinlenme yerleridir. Özellikle yazın bu yerler piknik yapanlarla dolup taşmakla birlikte, doğal yapı bozulmamıştır...
Mengen
Bolu yöresinin yemekleri de oldukça zengindir, özellikle Mengenli aşçılar dünyaca tanınmışlardır. Mengen'den yetişen aşçıların tarihi padişah mutfaklarına kadar dayanmaktadır..Her yıl Eylül ayının ilk haftasında da Mengen'de Türkiye'nin tek "Aşçılık Festivali" düzenlenmekte ve yarışma, sergi, konser, panel, şov, spor karşılaşmaları gibi etkinlikler gerçekleştirilmektedir. Özellikle her yıl değişik türde bir şov yemeği hazırlanmakta ve çok ilgi çekmektedir.
İyi geziler dilerim..



No comments: